22 Temmuz 2012 Pazar

en büyük şanssızlık düzenli bir ailenin olmaması bence.
kötü arkadaştan kurtulabilirsin, senin için iyi olmayan sevgilini atabilirsin ama ailenin düzen bozukluğunu ya da onun içerisindeki sevmediklerini atamıyorsun işte, ömrün boyunca senin peşini bırakmayacaklarmış gibi geliyor, siktirin gidin diye bağıramıyorsun. aralarında sessiz kalıyorsun hep. "senin kız da çok içine kapanık" damgası yiyorsun bir de. hatta bazen sevmediğin babana laflar atmaya başlıyorlar, seni umursamadan. demek istiyorsun "sevmiyor olabilirim ama canım yanıyor be, kızıyım ben onun kızı" diye ama içine kusuyorsun hepsini. evden kaçıp saatlerce dolaşıyorsun amaçsızca, sevdiğin adamın sokağına gidiyorsun çalamıyorsun kapısını. en büyük hatamız değil miydi zaten babamızdan bulamadığımız şefkati elin oğlunda aramak? zaten akrabanın umursamadığı duyguları elin oğlu mu umursayacak, kollarını açacak? kimse umursamıyor, ezip geçiyor paramparça ediyor.
kaçıp gitmek istiyorsun sadece, hiçbirinin olmadığı yepyeni bir hayat hayal ediyorsun, çünkü tek yapabildiğin bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder